12 Eylül…

Yarın (bugün) Türkiye içeriğini tam kestiremediği, medyanın çoğunlukla iktidar lehine sözler sarfettiği ve Ramazan boyunca her tarafı evet ile kaplanmış iftar çadırlarında yemek yiyerek “evet” sözcüğünün empoze edilmeye çalışıldığı bir referanduma girecek. Seçimler çok basit; evet ya da hayır diyeceksiniz. Yoklama yapar gibi insanlar birbirlerine soruyor. Sen ne oy vereceksin diye. Darbe tarihine denk getirilmiş bir referanduma gireceğiz. Çoğunluk sağlayacağız birşeylere. Ne olduğu apaçık ortada dense de menfaat ve çıkarların ne olduğu bilinmeyen birşeylere.

Bu durumda siz ne düşünmek isterseniz, ne yapmak, ne yönde oylamak isterseniz isteyin, önceliğiniz 13 Eylül ve sornasında olacaklar hakkında düşünmek olsun. 12 Eylül 1980 sabahı girişilen Devrim ile 13 eylül sabahı Türkiye Askeri Cuntanın eline geçimiş ve darbe yapılmıştı. Bundan sonra iç ilişkilerde ve dış ilişkilerde birçok şey değişti. İnsanlar sorgulandı, tutuklandı, işkenceler yapıldı belki. Ama çoğunluk korkuyla yaşamıştı. Hala bunun etkisinden kurtulamayanlar, çocuklarına öğrettiklerinde bu korkuları yaşayanlar var. 80leri yaşayanlar bugünün anne babaları.

13 Eylül sabahı ve sonrasında siz de ne yaptım ben diye pişman olup bundan 20 yıl sonra çocuklarınızın geleceğiyle ilgili öğretileri sunarken içinde bulunacakları yaşam tarzlarının ve bu yaşamın ehemniyetinin farkındalığında olmaları için iyi düşünün. Nasıl bir yaşam sunmak istiyorsunuz onlara. Ya yaptığınız şey sonrasında pişmanlık duyarsınız ve nasıl ki o zaman yapılan devrim şimdi bir ayıpsa sizin yaptığınız şey de bir sene sonra ayıp olursa?

Sadece bugünü kurtarmayın, yarını, çocuklarınızı, torunlarınızı düşünerek hareket edin.

Bu arada 12 Dev Adamımızın Final Maçı HAYIRlara vesile olur inşallah!