Ağırlığın Sebebi sabah belli oldu. Esmeray anahtarı almış, içeri girmiş, sobayı yakmış ve bir şekilde o benim ufacık evimde gizlenmeyi başarmıştı. Sabah ta benimle baraber o yatakta yatıyordu. Ama ben gece bunu nasıl farketmemiştim? Herhalde çok çabuk sızmıştım. Ama ben bu kadınla yattığımı hatırlamıyorum. Bu kadın boş durmuş olamaz ki! İnanamadığım şeylerin olduğu şu günlerde herşeyi bekliyorum kendimden. Şüphelenmeye başladım. Acaba o adamı ben mi bindirmiştim taksiye geçen gece? yada ben yanlış eve mi geldim? Esmerayın evi benim evden hem uzak hem de giriş kat değil! Noluyo lan?!
İlk defa bu duyguyu yaşıyorum, sanırım naums elden gitti :) Şimdi anlıyorum kızlığını elim bir kaza sonucu kaybeden kızların yaşadıklarını. Ulan harbi utanıyor insan. Esmeray’da uyandı en nihayetinde. Ben daha kendimi toplayamadan şapırdanak bir öpücük yapıştırdı; “Sevgilim kahvaltıda ne yemek istersin?” diye de yapıştırdı cümleyi! Şok içinde bi ona, bi kendi çıplak halime, bir de evin içine bakınıyordum. “Yanlış evdemiyim, yoksa gördüğüm şeyler bir yanlışlık silsilesi mi?” diye bir soru sordum Esmeray’a. Ulen kadın ne anlasın silsileden “Pardon canım” diye cevpladı. “Kalsın kalsın, ne oldu dün akşam, sarhoştum.” dediğim an kızardı kadın “Sen daha iyi bilirsin sevgilim” diye beni bir kere daha dumur etti.
“Ya tamam onu anladım da, sen nasıl girdin gece gece evime?” dediğimde, “Hatice abladan senin evi temizleyeceğim diye aldım anahtarları, bir kopyasını yaptırdım aşkım!” dedi. Aşkım cümlesini ondan duymanın hiç bu kadar içimi kötü hissettireceğini düşünmemiştim. Kötü oldum ve ayağa kalkıp gidip yıkandım. Sanki umursamıyormuş gibi görünerek zaten onda olan kozları kullanmaması için aklımda sus payı veriyordum. İzin versem yanıma taşınacaktı kadın.
Anlaşılan o ki; daha düzgün bir iş bulup bu mahalleden kurtulmadan bu kadına jigololuk yapmaktan başka çarem kalmayacak. Yıkandıktan sonra güzel bir kahvaltıyla karşılaştım ve şu cümlelerle ona durumu izah etmeye çalıştım;
“Esmeray, bu durum açığa çıkarsa neler olacağını biliyorsun. Ben bu mahalleden taşınana kadar bu durumun böyle gideceğini elindeki kozlardan bildiğimden şimdilik ses çıkaramıyorum, ama bir gün gitmeye kalkarsam yaygara çıkarma. Kimse de bu durumdan haberdar olmazsa ikimiz sıkıntı çekmeyiz. Sonuçta sen dulsun”
Son cümlede biraz küçültücü laf olduğunun farkındaydım, hatta bilerek söyledim. Ama kadın direkt “beni bilen biliyo” dedi şuh bir kahkahayla. O an anladım ki ilk vukuatı değil.
Akşama oğru sabahn şaşkınlığıyla işe gittim. Sertan yine hazırkıta kapıda; “Ahmet! Yahu o geçen günkü adam gene içerde. Patronun yeğeini mi ne tanıyomuş. İçeri almak zorunda kaldık gene. Seni sordu.” dedi. “Al başına belayı, off biri yetmiyo diğer başlıyor” diye cevapladığımda, “Ne o bir durum mu var? Halledelim kanka” dedi sırıtarak. “Senlik mesele değil oğlum” dediğimde pişmiş kelle gibi tekrarladı gülümsemesini, “Anladım, anladım, Ameliyat işi seninki” dediğine ben de gülümseyerek ve kafamı sallayıp onayladıktan sonra içeri daldım.
Kıyafet değiştir muhabbetinden sonra bardaki yerimdeydim. Tıkaçlarımı takmıştım gene. Ortamda biralar, votkalar, envayi çeşit içkiler havada uçuşuyordu. En son yaptığım kokteyl sanırım çivi etkisi yapmıştı genç elemanın birine. Yarım saattir önümde oturuyordu ve kalkamadığından eminim. Rom istemişti, ekledim. O çarptı herhalde diye düşünürken geçen gece sertanın yumrukları havada uçuştuğu anda olayı başlatan eleman önümdeki tabureye oturdu.
“Birader, selam, senin kokteyli methettiler (patronun yeğeni çivilenmişti geçen ondandır), bi geleyim dedim” diye sert baba olayına girdi :)
“Sen geçen olay çıkarmamışmıydın?” diye sordum, ” He bendim bi derdin mi var?” diye cevapladı. “Yok canım senle derdim yok ta sanırım gözdeki ve koldaki morluklar geçmemiş” dedim bıyık altından gülerek. “Ya s?*/)(*? et” dedi. Her gün bir küfür işitmeye alışmış ben bu dudak okuma olayını da aşmıştım. Küfür olduğu an dudak okuma duruyordu. Tanrım Rtük heryerde! :)
Bu elemana öyle birşey yapmalıydım ki birdaha olay çıkartacak kadar sarhoş olmasın, olursa da anında sızsın :) Uyanınca baş ağrısı da gırla gitsin ki, bir daha içmemeye tövbe etsin. Gerçi bunun gibiler sanırım süngerimsi bir vaziyette olduğundan bir sorun teşkil etmeyecektir onun için.
“Kokteylin sert mi olsun yoksa Soft mu?” diye sorduğumda gene babalanarak “Sert birader ;)” diyerek göz kırptı. Yahu ne herfitir arkadaş.
Benim şeytanla anlaşma yapmış olan ve tilkilerin kuyruğu birbirine dolanmış beynim direkt bir emir vererek;
“1 damla değil 2 damla Rom ekle ki dumur olsun i*/ne!”
Hiç sekteye uğratmadan uyguladım emri. Harbi dumur oldu eleman. Yerinden kalkmayı bırak 2 dakika içinde boğaz yanmasıyla öksürmeye başladı. Rom çok sert bir içkidir ve normalde kokyetl dediğimiz olayda da 1 damla kafidir. Çünkü alkol oranı çok yüksektir. Aşırı Rom tüketilirse ölüme akdar yol açar. Ben iki damla Rom + cin vb içkilerle yaptığım karışımda onu tamamiyle etkisiz hale getirdim. Şimdi dayak atsam herhalde kendine geldiğinde bile ağrılarını birkaç saatten daha fazla hissetmiyecektir ama sonrasında feci bir şekilde uyanacaktır bu sarhoşluktan.
“Baba naaptın sen ya?” dedikten sonra yere yıkıldı kalkayım derken dangalak :)
Eleman orda sızıp dururken ben işime devam ettim ve kimsenin de onu kaldırmasına izin vermedim. Saat sular seller gibi akıyordu. En son kendime de güzel bir kokteyl yaptım (Romsuz) ve cep telefonumu elime aldım garip bir kıpraşımla. Telefonda toplam 10 mesaj vardı.
Mesajların ilki “ben esmeray” aradaki mesajlarda neredeyse sekse davet vardı ve son mesaj da “Evindeyim” die geliyordu. Anlaşıldı jigololuk mesaim başlıyordu. Çıktım ve taksinin birine atladım. Saat sabahın 5’i olmuştu ve ezan okunması yakındı. Eve gittiğimde Esmeray’ın hala uyumadığını farkettim. Soba hala sıcaklık veriyordu odanın dışına…
(Devamı yazıldıktan sonra zaten anasayfada görürsünüz…)
(Bu arada Not: Gelecek serilerle beraber hikayemi biryerlerde yayınlamak isteseniz lütfen adımı yada yazıları aldığınız sayfaların linklerini sitede belirtiniz. Teşekkürler)
(Yazarın Notu: N’oluyo lan benim hayal dünyamda. Erotik te erotik oooooo)