Köşe Başında…

Sola Doğru döndüğümde yolun daha da karanlık bir hal aldığını gördüm. Bu anlamsızlığımın benliğimden mi yoksa havanın karanlık olarak görünmesinden mi kaynaklandığını hâlâ anlayabilmiş değilim. Bu kadar yorucu hayat tecrübesinden sonra 24 yılın vermiş olduğu olgunluğu kullanmanın vakti geldi de geçiyor bile. Hastalıklar, yolculuklar, kâbuslar ve diğer tüm anlamsızlıkların bir araya toplandığı mahşer günü gibi geliyor şu tüm yaşanmışlıklarım. Gözlerimi açtığım andan, yani kendimi anlamaya başladığım andan beri çelişkiler silsilesinde boğulma tehlikesi geçiriyorum. Yaklaşık 2 saattir yürüdüğüm İstiklal caddesinde neden barların olduğu sokağa doğru döndüğümü de pek anlayabilmiş değilim. Saat gecenin 3’ü oldu ve ben dışarıda dolanmaya devam ediyorum.

Bundan tam dört saat önce kapıyı vurup çıktığım evde yaşanan şeylerin aklıma gelmesini engelliyorum. Cep telefonum kapalı ve sanırım uzun bir süre de öyle kalacak. Kızgınlığımın hepsini tümevarım yöntemiyle söylersem  “Aile” denen kavram karşınıza çıkacaktır. Sakin olmak, alttan almak ve bunun gibi birçok şeyin aslında gereksiz birer çaba olduğunu gördüğümden beri bununla savaşıyorum. Bu dışa vurumun gerçekliği evden uzaklaşmak olarak ortaya çıktı. Bunu anlatmak içinse oldukça kalın bir roman gerekir.

Boş sayfaları dolduracak vaktim de yok şu an. Karanlık olan o bar sokağında travestilerin “yakışıklı, hişt, vb.” sözcüklerinin arasında yürüyorum. Sanırım bu gecenin sonu iyi bitmeyecek. İntihar sözcüklerinin serpildiği kafatasımın içinde başka bir yönden gelen ayak sesleri de yankılanmakta. Bu seslerin gerçek olma ihtimali ise büyük.

Arkamı döndüğümde karşılaştığım manzara hiçbirinizin görmek istemeyeceği bir şeydi. Elinde tabanca olan iki kişi bir çatışma ortasında etraftaki herkese ateş ediyorlardı. Katliam denen şeyin açıklaması bu olsa gerek.

Derken bir sıcaklık, sonra da hafif bir sızı hissettim. Ardından bir tane daha. Baktığımda ise kalbime ve sol omzuma isabet eden iki kurşun vardı. O sızı büyük bir ağrı ve acıya bıraktı kendini. Yere yıkıldığım anda ise yapacak tek şey vardı; Gözlerimin önünden geçen hayatımı kötü bir film tadında izlemek…

Geceyi sabaha bağlayan saatlerde büyük bir olay vardı. Köşe başında travestilerle kavga eden iki pezevengin yoldan geçen gençle beraber 4 travestiyi katletmesi…