Pireye Kızıp Yorganı Yakmak!
Valla bu cümle tam böylemiydi bilemiyeceğim, gerçi bununla uğraşacak kadar da sakin olmadığım kesin. Annemlerle takıştım. Hala onlarla birlikte yaşıyorum. Tamam bazı yerlerde haklılar ancak gel gelelim bazen benim kendi yolumda umudumu yitirmeden ilerlememe ket vuruyorlar farkında olmadan. Analık ve Babalık duygusunu yaşamayan bilemez derler ama yani ne biliyim, önüm açık olan bir iş yerindeyim. Ya bırakın koyun olayım biraz. Çektikleri yerleri göreyim anasını satiim ya!
Primle çalışıyorum diye sorun oldu şimdi de. Ne alaka anlayabilmiş değilim. Ya bırakın ” bilgisayarda çalışsam çok mu farklı olacak” diyeceğim, birşey bulacaklar. En iyisi susmak ve çerçevenin dışındaki süslerle ilgileniyormuş gibi yapmak. Yani şöyle bir çevresinde dolanmak olayın. Tamam hiç satış yapamadım bu ay içindeki tanıtıma gittiğim yerlerde, ama hala umudum varken bırakın denemeye devam edeyim. Yapamayacağımı hissettiğim anda bir işten çıktığımı biliyorsunuz be!
Valla Siminya‘ ya imrenmiyor değilim hani! İstediği gibi içini döküyor. Bende biraz frenleme var bu aralar. İşten kaynaklanan zaman azlığı da buna bir sebep ama ben de yazmak için olayların oluşmasını bekliyorum galiba. Şu an inanın kapışmışlığın sinirini hala atmış değilim ve birazdan klavye kırılabilir basınçtan dolayı. İçerde hala bir “zenginin malı, züğürdün çenesini…” meselesi gidiyor. Ya bıraksalar direkt yatış mode!
Gelelim şu olaya. Evden ayrı kalıp ordan biraz olsun uzak yaşayasım geldi şu anda. Yapmadığım iş değil ama işe gitmekte zorluk çekeceğim aşikar olduğundan yapamıyorum. Ben özgürlüğüne düşkün bir adamım. İşim de şu anda bana yeterli özgürlüğü sağlıyor aslında. Tek sorun satış yapamamam. Bu da annemlere batıyor nedense.
Hala beni çekiştiriyorlar ya da işimi! Açtım mehteran şarkılarını sesi de açtım bu saatte uyuyan varsa hiç de özür dileyecek halde değilim! Umrumda da olmaz yani!
Neyse vurdum ama duymadım modunda vurdumduymazlığım tutmaya başladı. Bu yazıyı da taslak olarak kaydetmeden yayımlasam iyi olacak.!