Sıcak Başıma Vurdu…
Ulen zaten ofiste oturduğum masanın yanında cam var ve bilgisayarıma vuran güneş ışığını kesmek için jaluziyi kapatamıyorum, birde bir kolum diğerinden daha fazla bronzlaştı. Bütün gün -sabah hariç- güneş altında durmuyorum ama bu camdan gelen sıcaklık ve ışığın etkisiyle pişiyorum. Allahtan bizim bayan stajyerler tatile gittiler de üstümü başımı çıkartıp rahat rahat takılıyorum ofiste. Harbi beynim meynim bütün mukozam eriyip aşağıya akacak. Günde ortalama 5-6 litre meyvesuyu tüketiyorum ama bunun iki katını ter olarak atıyorum. Hala kilo veremedim ya ben ona yanıyorum. Eriyorum ulen Eriyorum!!!!
Harbi İstanbul’da ikamet edip bu nem oranıyla (%90-96) başa çıkmak zorunda olan bizlere Allah sabır ve serinlik versin. Çok sıcak olan bu zamanlarda bir de Ramazan ayının yarın akşam kalkacağımız sahur ile başlayacak olması daha da zorlaştıracak hayatı. Oruç tuma girişimlerim nasıl sonuçlanacak merak ediyorum. Bu kadar su kaybederken nasıl duracağım bilmiyorum. Hepimiz zorluk çekeceğiz bu sene sanırım.
Eve gitmek için can atıyordum bu yazıya başlamadan önce ki misafir geldi ofise. Büyük ihtimalle birkaç saat daha buradayım. Nadasa bıraktığım sakallarım biraz daha kesilmeyi bekleyecekler en sinek kaydısından :)
Of ya yazacak kadar bile istek bırakmıyor sıcak. Hem big boss ta çağırıyor hafiften. Serin kalın!