Güle Güle Michael!

Henüz ufaktım onu ilk tanıdığım zamanlarda. TRT de yayınlanan klipte ay yürüyüşü yapan zenci bir abiydi benim için. Söylediği şarkının dilini anlamasam da oturup izlerdim onu ben. Annem bi keresinde kanalı değiştirmişti de çıngar çıkarmıştım. Mp3 indirme hakkında legalite durumları yokkken ilk 145 ile internete bağlandığımda bir şarkısını bulup indirmem 2 saat almıştı ama şarkıyı çalarken ve dinlerken ki huzur paha biçilmez olmuştu benim için.

Dünya onun ölümüyle sarsılıyor şu sıralar. Bu sabah (sabah dediğim gecenin ilk saatleri) saat 01:26 da öbür dünyaya doğru bir yolcuğua çıktı. Şimdi resmindeki gibi el sallıyor bize yukarıdan. İnsanlar onun hakkında çıkan dedikoduları unutmuşken Hürriyet internet sitesi gene ayıplara başladı. Ölen bir insanın arkasından konuşulmaz beyler kimse size öğretmedi mi bunu? İlk olarak BBC ve LA Times internet sitelerinden hastaneye kaldırıldığını öğrendiğimde ve haberin içeriğini okuduğumda artık zamanın geldiğini anlamış gibi oldum. Habere göre zaten solunumu durmuş bir halde hastaneye getirilmişti Michael Jackson. Allah taksiradını affetsin…

Onun şarkılarıyla büyüyen bir nesil arasında olmaktan mutluyum. Elvis Presley’den sonra dünyada yetişmiş yaşarken efsane olmuş birini en azından şarkılarıyla tanımak oldukça güzel birşey.

Onu tüm dünya beyazlaşmaya çalışan bir zenci olarak gördü hep. Ama onun hastalığıydı bu. İlk zamanlarda biraz açık renk görünmek için beyaz pudra kullanırken, hastalığı ilerleyince zenci kalmak için siyahlaşmaya başladı aslında. Bundan anca ölünce haberi oldu çoğu kişinin. İnsanları anlamak zor… Birine anca ölünce mi saygı gösterip hakkında çıkan dedikoduları yalanlarlar? Bunu anlamıyorum.

Hakkındaki suçlamaların herbirinden beraat etmiş birinden bahsediyoruz. Bir kişi şuçu ispatlanana kadar masumdur. Ki şuçun olmadığı ortada.

Daha fazla yazarsam Türkiye’deki birtakım kişilere ve kurumlara saldırmaya başlayabilirim. Onun için Michael Jackson’un en sevdiğim parçalarından birinin videosunu paylaşarak bu yazıya son veriyorum.

Güle Güle Michael! Ruhun Şad Olsun…